Anne olduktan sonra kadınların evhamlılık katsayısı artıyor. Her şeyin en faydalısını, en güzelini vermek istiyorlar çocuklarına. Tabii bazen de sorumsuzca yapılmış bazı haberler dolayısıyla bilgi kirliliğine maruz kalabiliyorlar.
Bilmiş Teyze aslında bu yüzden var. Basının sansasyon olsun diye yaptığı bire bin katarak biraz da uydurarak hazırladığı haberleri sorgulamak ve gerçeği bulmaya çalışmak amacı ile...
GDO Nedir?
GDO basitçe; genetik materyali, genetik mühendisliği teknikleri kullanılarak değiştirilen herhangi bir organizmadır. Bu organizma bir bitki, hayvan veya mikroorganizma olabilir. Yani sanıldğı gibi gdo aslında bir zehir değil, genetiği değiştirilen bir organizma demek. Bir organizmadan seçilen belli bir gen alınarak bir diğer organizmaya transfer ediliyor. Üstelik bu organizmaların aynı türden olmalarına bile gerek yok.
Peki bu organizmaların genetiği neden değiştiriliyor? Oldukları gibi kalsalar olmaz mı?
Bir organizmanın genetiği ile oynayabiliyor olmak demek, o organizmaya istenilen özellikleri taşıtabilmek demek aslında. Bu da kabaca düşük fiyatlar ve daha büyük faydalar(dayanıklılık ve besinsel anlamda) demek.
Örneğin bir tarım ürününün genetiğini değiştirerek tarım zararlılarına dayanıklı hale getirebiliyorlar, böylelikle çiftçi daha çok verim alıyor ve daha kaliteli bir ürün elde etmiş oluyor. Örneği açacak olursak, mesela soğuk hava koşulları nedeniyle belli bir yerde yetişemeyen bir bitkiye soğuğa dayanıklılık geni, başka bir organizmadan alınarak aktarılıyor ve bu bitkinin soğuk iklim koşullarında yetiştirilmesi sağlanıyor.
Bir başka örnekle açıklayacak olursak; tarım zararlılarına açık olan bir bitkiye, bu zararlıyı kovacak bir gen transfer ediliyor ve bu bitki zararlılardan korunmuş oluyor, böylelikle çiftçi bu ürün için tarım ilacı kullanmıyor veya çok daha az kullanıyor. Bu yönü ile de genetiği değiştirilmiş organizmalar sayesinde yüksek verimlilik ile açlık gibi konulara çözüm bulunmak istendiği belirtiliyor.
Geleneksel gıdalar uzun bir geçmişleri olduğu için deneme yöntemi ile bir zararı olmadığını görüyoruz. Örneğin rezene bitkisi yüzyıllardır kullanılıyor. Emziren annenin de çok kullandığı rezenenin emziren anne üzerine etkisi hakkında aslında pek araştırma yok, ama biz geleneksel olarak kullanıyoruz ve güveniyoruz.
Genetiği değiştirilmiş bitkiler veya hayvanların geçmişi, 1970'lere dayanıyor, yani henüz çok yeni ve farklı yollarla farklı organizmalara transfer edilen her gen için farklı gıda güvenliği risk değerlendirmelerinin gerçekleştirilmesi gerekiyor ki, bu organizmanın insan sağlığına veya çevreye olumsuz bir etkisi olup olmadığı bilinsin.
Genetiği Değiştirilmiş Organizmaların İnsan Sağlığına Nasıl Zararları Olabileceği Düşünülüyor?
Alerjenik Etki
Prensipte genel olarak alerjen olduğu bilinen bir gıdadan alınan genin alerjen olmayan organizmaya aktarılması desteklenmiyor bu şekilde üretilen gdoların alerjen olması beklenmiyor..
Gen Transferi
Genetiği değiştirilmiş bir gıda tükettiğimizde, bu gıdaya transfer edilen genin bizim vücudumuza ya da sindirim sistemimizdeki bir bakteriye geçerek bize zarar verip vermeyeceği yine bir endişe konusu.
Toksisite
Genetiği değiştirilmiş organizmaların yine vücut için zehirli bir etki yaratıp yaratmayacağı da bu gıdaların risk değerlendirmelerinde ön plana çıkıyor.
Sonuç olarak, hakkında yeterli değerlendirmeler yapılmadığı sürece her GDO riskli kabul edilir. Ama dünya üzerinde ticareti yapılan ve risk değerlendirmeleri tamamlanarak zararsız olduğu kabul edilen bazı genler de bulunmaktadır. Her ülkenin kendi yasal düzenlemeleri olmakla birlikte Türkiye'de GDO yasaktır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder